T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2019/14-38
Karar No: 2021/233
Karar Tarihi: 01.06.2021
Dava: Sanık ... hakkında basit cinsel saldırı suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama
sırasında, Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesince 03.12.2013 tarih ve 409-1260 sayı ile sanığın
eyleminin beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı suçunu oluşturabileceği
gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesince de
27.12.2013 tarih ve 490-461 sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince
14.10.2014 tarih ve 6541-9734 sayı ile görevsizlik kararı kaldırılan Ankara 6. Ağır Ceza
Mahkemesince 19.03.2015 tarih ve 399-69 sayı ile sanığın CMK'nın 223/2-e maddesi gereğince
beraatine ilişkin hükmün, Cumhuriyet savcısı ve katılan mağdure vekili tarafından temyiz edilmesi
üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 02.10.2018 tarih ve 3400-5634 sayı ile katılan
mağdure vekilinin süresinden sonraki temyiz talebinin reddiyle onanmasına karar verilmiştir.
Karar: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 26.10.2018 tarih ve 142889 sayı ile;
"...Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 06.03.2013 tarihli iddianamesi ile;
Olay yeri olan... Hastanesinde sanığın sağlık destek personeli olarak, katılanın da ameliyathanede
hemşire olarak çalıştığı, suç tarih ve saatinde katılanın bir üroloji ameliyatından çıktıktan sonra
ameliyat masasını tam olarak hazırlayamaması sebebiyle kendisine bu konuda yardımcı olması için
konuşmak üzere hastanenin bahçe katında sigara içme alanında bulunan sanığın yanına gittiği, bilahare
birlikte yürüyerek ameliyathane katına çıktıkları, sterilizasyon odasının önünde sanığın elleriyle
katılanın yüzünü tutarak dudaklarından ve boynundan öpmeye başladığı, bu sırada sterilizasyon
odasına girdikleri, burada da sanığın katılanın göğüslerini ve kalçasını okşayıp dudaklarından ve
boynundan öpmeye devam ettiği, katılanın cinsel organını da okşadığı, sanığın elinden kurtulmak için
katılanın 'Beni bırak.' diyerek kapıya doğru yöneldiği, dışarıdan ayak sesi gelmesi üzerine sanığın
eylemine devam etmediği iddia edilerek, sanığın ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı
suçundan cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkeme yaptığı yargılama sonunda katılanın anlatımından başka delil bulunmadığı, katılanın
iddialarının tanıklar ... ve ... tarafından desteklenmediği, katılanın bağırıp yardım istediğine dair tanık
bulunmadığı, olay yeri çıkışını gösteren video kayıtlarında katılan yüzünde ve hareketlerinde korku,
panik, utanç ve kızgınlık ifadelerinin bulunmadığından bahisle beraat kararı vermiştir.
İddianamede yazılı oluş şekli katılanın anlatımlarına dayalıdır ve katılan bu anlatımlarında ısrar
etmiştir.
Sanık da savunmalarında ısrarlı ve istikrarlı bir şekilde inkar yoluna gitmiştir.
Olay yerinde güvenlik kamerası bulunmamakla birlikte olayın olduğu yere giriş ve çıkışları gören bir
kamera kaydının bulunduğu ve dosya içinde CD'ye kayıtlı olarak yer aldığı anlaşılmakla
Başsavcılığımızda kamera kayıtları üzerinde yapılan incelemede, olay yerine sanığın önde katılanın
arkada olmak üzere girdikleri, 1 dakika 3 saniye sonra bu kez katılan önde sanık arkada olacak şekilde
çıktıkları, görüntünün düşük çözünürlüklü olması nedeniyle katılanın yüz ifadesinin anlaşılamadığı, bu
nedenle katılanın yüz ve hareketlerinde korku, panik, utanç ve kızgınlık ifadelerinin bulunmadığına
dair bilirkişi raporunun bu haliyle kabul edilebilir olmadığı görülmüştür.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 30.01.2015 tarihli rapora göre katılanın
beden ve ruh sağlığında bozulma olmamıştır.
Olayın tanığı yoktur, oluşa ilişkin görüntü kaydı da bulunmamaktadır. Olay öncesi ve sonrasına ilişkin
görüntü kayıtlarından katılan ve sanığın olayın geçtiği yere önlü arkalı girdikleri ve çıktıkları, içeride
kalma sürelerinin bir dakika civarında olduğu sabittir ancak katılanın yüz ifadesinin bu görüntüden
anlaşılması imkanı yoktur.
Olayın ortaya çıkış ve intikal şekline bakıldığında, katılanın olay sonrası nasıl bir tepki vereceğini
bilemediği, olaydan bir gün sonra hastane yöneticisi ...'e olaydan bahsettiği ancak idarenin olay
hakkında harekete geçmeyeceğini anlayınca çalıştığı hastaneden istifa ederek yine aynı gün sanık
hakkında adli makamlara şikayette bulunduğu, şikayetini yargılama boyunca devam ettirdiği,
beyanlarında ısrar ettiği anlaşılmıştır.
Sanık savunmalarına bakıldığında, katılanın sanığa suç atfında bulunmasını gerektiren bir husumet
tarif edilmediği, hatta sanığın katılanın neden kendisi hakkında böyle ithamlarda bulunduğunu
bilemediğine dair savunmasının bulunmadığı, keza katılanın sanık veya yakınlarından maddi menfaat
teminine yönelik bir girişiminin de olmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde, olayın ortaya çıkış ve intikal şekli, olayın resmi makamlara
intikal süresi, katılanın ısrarlı ve istikrarlı beyanları, katılanın sanığa suç atfında bulunmasını
gerektiren bir neden olmaması gözetilerek olayın ani ve kesik hareketlerle, cinsel tatmin sağlamaya
yetmeyecek bir süre içinde gerçekleşmiş olmasına göre, sanığın TCK'nın 102/1. maddesinin 2.
cümlesinde yazılı sarkıntılık suçunu işlediğinin kabulünde zorunluluk olduğu halde yetersiz bilirkişi
raporuna ve olayı görmeyip biraz da kendilerini sorumluluktan kurtarma gayreti içinde ifade verdikleri
anlaşılan tanıkların anlatımlarına üstünlük tanınarak sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı
olduğu," görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı CMK'nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesince 04.12.2018
tarih, 9101-7238 sayı ve oyçokluğuyla itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay
Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan
gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire çoğunluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca
çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure ...’nun suç tarihinde yirmi bir yaşında bulunduğu, hemşirelik yaptığı ve bekar olduğu
(Kararın devam eden kısımlarında katılan mağdure ...'dan "mağdure" olarak söz edilecektir.),
Suç tarihinde kırk sekiz yaşında ve evli olan sanık ...’un mağdureyle aynı hastanede sağlık destek
personeli olarak görev yaptığı,
Mağdurenin 01.03.2013 tarihinde polis merkezine müracaat ederek sanık hakkında şikayetçi olduğunu
bildirmesi üzerine olayla ilgili soruşturma başlatıldığı,
Mağdurenin 02.03.2013 havale tarihli dilekçesinde; 28.02.2013 tarihinde Özel... Hastanesinde
ameliyathane teknisyeni olarak görev yapan sanıkla iş stresi, çalışma koşulları hakkında sohbet
ederken sanığın kendisini sterilizasyon ünitesine götürerek birdenbire dudaklarından öpmeye
başladığını, elleriyle vücudunun her yerini sıktığını, olayın şokunu atlatmaya çalışırken "... Bey ne
yapıyorsun? Kendinde misin? Sen benim babam yaşındasın! Şuradan biri görse ne der? Burası bir
hastane! Şu hale bak! Bırak beni!" diyerek debelenmesi sonucu sanıktan uzaklaşmayı başardığını,
açmak için kapıya doğru yönelirken gelen ayak sesleriyle irkilen sanığa "Çık şuradan!" diyerek öfkeyle
odadan ayrıldığını, o gün orada duramayacağını anlayınca ameliyathane sorumlusu ... ile görüşerek
özel sebeplerle yarım gün izin aldığını, 01.03.2013 tarihinde özel sebeplerle istifa ettiğini bildirir
dilekçe verdiğini ve yine aynı gün akşam saatlerinde karakola başvurarak şikayetçi olduğunu, varsa
hastanedeki kamera kayıtlarının incelenmesini talep ettiğini belirttiği,
23.10.2013 tarihinde Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesince mağdure hakkında
düzenlenen sağlık kurulu raporunda; anksiyete bozukluğu tanısıyla mağdurenin olay nedeniyle ruh
sağlığının bozulduğu tıbbi kanaatine varıldığının ifade edildiği,
30.01.2015 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Hastanesince mağdure hakkında düzenlenen raporda;
mağdurenin maruz kaldığı iddia edilen olay sonrasında beden ve ruh sağlığının bozulmadığının
bildirildiği,
25.12.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; Özel... Hastanesi ameliyathane giriş kapısını gösteren "-2"
isimli kameraya ait 28.02.2013 tarihinde saat 13.00-13.59 arasındaki kaydın incelenmesinde; sanıkla
mağdurenin saat 13.41.45’te ameliyathaneye girdikleri, saat 13.42.48’de ameliyathaneden çıktıkları,
içeride yaklaşık 1 dakika 3 saniye kaldıkları, ameliyathaneden ilk önce mağdurenin hemen peşinden
sanığın çıktığı, çıkış esnasında mağdurenin yüzünde ve hareketlerinde korku, panik, utanç, kızgınlık
vb. ifadelerin bulunmadığı kanaatine varıldığı,
Anlaşılmaktadır.
Katılan mağdure ... Kollukta; yaklaşık üç aydır Meşrutiyet Caddesinde faaliyet gösteren
Özel...Hastanesinde hemşire olarak çalışmakta olduğunu, işi gereği hastanedeki ameliyatlara hemşire
olarak katıldığını, 28.02.2013 tarihinde saat 15.00 sıralarında ameliyat masasını tam olarak
hazırlayamadığından moralinin bozulduğunu, kendini çok kötü hissettiğini, ameliyathane teknisyeni
olan sanık ...’a durumu anlatarak ondan kendisine yardımcı olmasını istemek ve yeni olduğunu,
eksikliklerinin bulunduğunu birebir görüşmek için hastanenin bahçe katında bulunan sigara içme
alanına inip konuştuklarını, sonrasında birlikte yürüyerek ameliyathane katına çıkarken sterilizasyon
odasının önünden geçtikleri sırada sanığın şakacı bir tavırla "Seni buraya vereceğim kız. Burada alet
yıkarsın." diyerek gülüp aniden yüzünü ellerinin arasına almak suretiyle kendisini boynundan ve
dudağından öptüğünü, şok olup sanığın bu hareketine tepki veremediğini, donup kaldığını ve sinirleri
bozulduğu için gülmeye başladığını, kendisini sterilizasyon odasında bulduğunu, odada sanığın
elleriyle kendisinin göğüslerini ve kalçasını okşayarak dudaklarından ve boynundan öptüğünü, sanığa
tepki gösterip debelenerek "Bırak beni! Bırak beni!" dediğini, arkasını döndüğünde sanığın tekrar
elleriyle sarılıp cinsel organını ve göğüslerini okşayarak boynundan öptüğünü, sanığın elinden
kurtulmak için debelenirken "Sen ne yapıyorsun? Çık şuradan! Bırak beni!" diyerek kapıya doğru
yöneldiğini, dışarıdan gelen ayak seslerini duyan sanığın kendisine saldırmayı bıraktığını, sanıktan
şikayetçi olduğunu, görgü tanığının bulunmadığını, bahçe katında, koridorda ve sterilizasyon odasında
güvenlik kamerası olmadığını öğrendiğini,
Savcılıkta; iki üç aydır ameliyathane hemşiresi olarak çalıştığı hastanede teknisyen olarak çalışan
sanıkla 28.02.2013 tarihinde en alt katta sohbet ederken sanığın kendisini sterilizasyon ünitesine
çağırdığını, burada "Seni sterilizasyon bölümüne vereceğim. Burada alet yıkarsın." diyerek kendisine
şaka yaptığını, birdenbire dudaklarından öptüğünü, sanığın kendisine sarılarak vücudunun her yerini
sıkmaya başladığını, yaklaşık 30-40 saniye kendisine saldırdığını, sanığa bağırıp onu iteklediğini ve
oradan çıktığını, daha sonra hastanedeki işinden ayrıldığını, olayı kimsenin görmediğini, kimseye de
bahsetmediğini,
27.03.2013 tarihinde Mahkemede; sterilizasyon odasının önünden geçtikleri sırada sanığın kendisine
"Seni bu odadaki sterilizasyon bölümüne aldıracağım." diyerek kolundan çekip odaya soktuğunu,
kapıyı kapatarak kendisini öptüğünü ve ayrıca cinsel organının bulunduğu bölgeyi ellediğini, sanıktan
kurtularak dışarı çıktığını, ağlarken kendisini sorumlu hemşire ...’nın gördüğünü ve "Ne oldu?" diye
sorduğunu ancak ...’ye "Bazı ailevi meselelerim var." diyerek konuyu anlatmadığını, o sırada bu
konuyu nasıl anlatacağına karar veremediğini, ...’nin de kendisine yarım gün izin verdiğini, ertesi gün
hastaneye giderek Başhekim ...'e olayı anlattığını, araştırıp bilgi vereceğini söyleyen ...’ın kendisini
aramadığını, zaten bu şekilde çalışamayacağını söyleyerek istifa dilekçesini de verdiğini, pazartesi
günü tekrar ... ile bu konuyu konuşmak için hastaneye gittiğinde kendisiyle görüşmek üzere ...’nın
görevlendirildiğini öğrendiğini, durumu ...’ya da anlattığını ancak kendisini geçiştirdiklerini, bir daha
hastaneye gitmediğini, başka yerlere müracaat ettiğinde de bu durumun bir defa karşısına çıktığını ve
kendisini işe almadıklarını, sanıktan şikayetçi olup davaya katılmak istediğini,
25.12.2014 tarihinde Mahkemede; olayın ameliyathanede değil sterilizasyon ünitesinde gerçekleştiğini,
ameliyathanenin üst katta, sterilizasyon odasının ise alt katta olduğunu, işe başlamasının üzerinden iki
buçuk üç ay geçtiğini, sanıkla herhangi bir husumeti bulunmadığını, önce bir vakaya girdiğini,
ameliyathane hazırlama işini yapmadığını, sanığa "Ben ne yapacağım?" diye sorduğunu, deneyimli
olduğu için kendisini sanığın yetiştirdiğini, sterilizasyon odasından önce kendisinin sonra sanığın
çıktığını, ameliyathaneye önce kendisinin gittiğini, sanığın da arkasından geldiğini, olayın
ameliyathaneye gitmelerinden önce gerçekleştiğini, bilirkişi raporundaki resim gösterildiğinde;
resimde gösterilen yerin sterilizasyon odası olduğunu hatırladığını, ameliyathane kapısının böyle
olamayacağını, olay saati sorularak olayı kısaca anlatması istendiğinde; olayın öğleden sonra saat
13.30-14.00 arasında gerçekleşmiş olabileceğini, kendisinin yapamadığını söylemesi üzerine sanığın
"Sen sterilizasyon odasında bulaşık yıka." dediğini, olayın odada meydana geldiğini, odadan ayrılıp
yukarı çıkarken de sanığın kendisinden özür dilediğini,
Tanık ... Mahkemede; olayı görmediğini ancak sonradan duyduğunu, hangi elemanının söylediğini
hatırlamadığını, sanıkla eskiden beri çalıştıklarını, mağdurenin ise üç aylık deneme süresi içinde
olduğunu, bu süre zarfında mağdurenin bir istifa talebinin olduğunu, istifa edenlerle mutlaka bir
görüşme yaptıklarını, mağdurenin ailevi sebepler nedeniyle yapamayacağını söylediğini, kendisinin de
mağdureye "Deneyebilirsin." dediğini, mağdurenin daha sonra istifa ettiğini ancak böyle bir duyum
alınca mağdureye bu durumu sorduklarını, mağdurenin; hastanenin eksi ikinci katında sanığın
kendisini kolundan çekerek odaya soktuğunu ve orada kendisine tacizde bulunduğunu söylediğini,
olayı sadece bu şekilde anlattığını, mağdurenin sorumlusunun, ameliyathane sorumlusu olan ...
olduğunu, sanığın da ameliyathanede malzeme ön hazırlık konusunda etkin olduğunu, sanığa
mağdureye yardımcı olması konusunda herhangi bir beyanda bulunmadıklarını, sanığın
ameliyathanenin hazırlanmasına mutlaka yardımcı olacağını, daha önce de mağdurenin, sanığın
kendisine yardımcı olmadığına dair ifadesinin bulunduğunu, olayı duyunca sanıktan savunmasını
istediklerini, sanığın savunmasında bu iddiayı kabul etmediğini, kamera kayıtlarını incelediklerinde
böyle bir şeyin olmadığına kanaat getirdiklerini, sanığın yıllardır beraber çalıştıkları eski bir personel
olduğunu,
Tanık ... Mahkemede; olayı görmediğini ancak duyduğunu, ameliyathane sorumlu hemşiresi olarak
görev yaptığını, sanığın yeni başlayan bütün personele aletler konusunda yardımcı olduğunu,
mağdureye de aynı şekilde yardımda bulunduğunu, mağdurenin kendisine "Ben bu işi yapıyorum.
Yapamıyorum. ... Bey bana yardımcı olmuyor." gibi bir şikayetinin olmadığını, olayı mağdurenin
istifasından sonra çalışma arkadaşlarından duyduğunu, mağdurenin istifa ettiğini telefonla konuşmak
suretiyle öğrendiğini, mağdurenin; kendisine çok üzgün olduğunu, sanıkla sterilizasyon odasına
girdiklerini, aralarındaki diyalogtan rahatsız olduğunu, bu yüzden istifa ettiğini, sanığın sterilizasyona
girip kendisine dokunmak istediğini, öpme okşama gibi şeyler yaşandığını, bundan da rahatsızlık
duyduğunu söylediğini, sanık gibi birçok kişi, hemşireler ve kendisinin de ameliyathane ile ilgili
bilgiler verdiklerini, sanığın da ameliyathane aletleriyle ilgili bilgi verdiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... Kollukta; beş yıldır Özel... Hastanesinde sağlık destek personeli olarak görev yaptığını,
mağdurenin de iki buçuk aydır cerrahi teknisyen olarak çalışmakta olduğunu, mağdure ile "..." isimli
diğer cerrahi teknisyene ameliyat masasının hazırlanması konusunda yardımcı olduğunu ve onları
yetiştirdiğini, ... mağdureye göre biraz daha geride olduğundan aynı seviyeye gelmeleri için ...’e daha
fazla ilgi gösterdiğini, mağdurenin bu nedenle bir kaç kez kendisine "Benimle ilgilenmiyorsun."
diyerek serzenişte bulunduğunu, son bir aydır da bu yönde sürekli yakındığını, her seferinde
mağdureye "İkinizi bir tutuyorum, ayırmıyorum." dediğini, 28.02.2013 tarihinde saat 15.00 sıralarında
üroloji ameliyatı çıkışı mağdurenin kendisine ameliyat sırasında heyecanlandığını, bu nedenle ameliyat
sırasında bazı işleri eksik yaptığını, bu konu hakkında konuşmak istediğini söylediğini, kendisinin
hastanenin dışındaki sigara içme bölümüne geçmesi üzerine mağdurenin de peşinden geldiğini, burada
mağdurenin kendisine hep ...’le ilgilendiğini, ameliyatta bocaladığını söylediğini, kendisinin de
mağdurenin bu sözlerine sinirlenerek yukarı çıkmasını söylediğini, sonrasında hastanenin alet yıkama
bölümüne gittiğini, burada mağdurenin "Benimle ilgilenmiyorsun." diyerek çıkıştığını, kendisinin de
mağdureyi kolundan çekip "Ben herkese yardımcı oluyorum. İş harici bir düşüncem olmaz." şeklinde
karşılık verdiğini, sterilizasyon bölümüne gittiğinde peşinden gelen mağdurenin kendisine yine
"Benimle neden ilgilenmiyorsun? Benimle ilgilenmeni istiyorum." dediğini, kendisinin de "Diğer
arkadaşlarla nasıl ilgileniyorsam seninle de öyle ilgileniyorum." diyerek cevap verdiğini ve mağdureye
yukarı çıkmasını söylediğini, mağdurenin de yanından ayrılarak gittiğini, ertesi gün iş yerinde
çalışanlardan mağdurenin istifa edeceğini duyduğunu, mağdureyle görüşerek sorunun ne olduğunu
sorduğunu ve istifa etmemesini söylediğini, mağdurenin ailevi ve kişisel problemlerinin olduğunu
ifade ettiğini, cumartesi günü iş yerinde çalışanlardan mağdurenin kendisi hakkında şikayetçi olduğunu
öğrendiğini, suçlamaları kabul etmediğini, evli olduğunu, eşinin de kendisinin böyle bir şey
yapmayacağını bildiğini, iş yerindeki arkadaşlarının kendisini tanıdıklarını ve böyle bir şey
yapmayacağına tanıklık edeceklerini, kendisine iftira atan mağdureden şikayetçi olduğunu,
Sorguda; üzerine atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini, mağdurenin, iş arkadaşı olduğunu,
hastanede iki buçuk aydır çalıştığını, kendisinin ameliyathane destek personeli mağdurenin ise cerrahi
teknisyen olarak görev yapmakta olduğunu, işe başladığında mağdureye işi öğretmek amacıyla
kendisinin görevlendirildiğini, kendisine gerekli bilgileri vermesine rağmen mağdurenin son bir aydır
"Sen benimle ilgilenmiyorsun." diyerek kendisini rahatsız ettiğini, mağdureye gerekli olan her şeyi
öğrettiğini, kesinlikle sarkıntılık ve taciz içeren bir eylemde bulunmadığını, ancak mağdurenin sürekli
olarak kendisine "Sen neden benimle ilgilenmiyorsun? İlgilenmeni istiyorum." biçiminde sözler
söylediğini, kendisinin işinin çok yoğun olması ve bir tane daha iş öğrenmesi gereken çalışanın
bulunması nedeniyle her ikisiyle de gerektiği kadar ilgilendiğini, suçsuz olduğunu,
27.06.2013 tarihinde Mahkemede; suçlamayı kabul etmediğini, mağdurenin kendisine neden böyle bir
suçlama yönelttiğini bilmediğini,
03.12.2014 tarihinde Mahkemede; görevinin ameliyattan önce malzeme hazırlamak olduğunu,
mağdureye hangi ameliyatta ne kullanılacağını gösterdiğini, kullanılacak malzeme konusunda yardımcı
olduğunu, 50 yaşında olduğunu, mağdurenin kaç yaşında olduğunu bilmediğini, hangi ameliyatta neyin
kullanılacağını hemşirenin bilmesi gerektiğini, birlikte çalıştıkları dönemde mağdureyle yaptığı
konuşmanın toplamda yarım saati geçmediğini, mağdurenin neden iftira attığını bilmediğini, suçlamayı
kabul etmediğini,
25.12.2014 tarihinde Mahkemede; bilirkişi raporunun ikinci sayfasında resmi bulunan odanın olduğu
yerin sterilizasyon odası olduğunu,
Savunmuştur.
TCK'nın "Cinsel saldırı" başlığını taşıyan 102. maddesinin suç tarihindeki hali;
"1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti
üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki
yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma ve
kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir
kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, on yıldan az olmamak
üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur." şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
giren 6545 sayılı Kanun'un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
"(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikayeti
üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde
kalması halinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki
yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde, soruşturma
ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey
baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan
faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden
olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına hükmolunur." halini almıştır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli
düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle
gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hal olarak
yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukuki değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin
kadın ya da erkek, evli veya bekar olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten
olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun
mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin
kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut
dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan
hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde
kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hale
getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli halin oluşması için vücuda organ veya sair cismin
sokulması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Özel bir hastanede yaklaşık üç aydır hemşire olarak görev yapmakta olan mağdurenin; olay günü
üroloji ameliyatından çıktıktan sonra ameliyat masasının hazırlanması ve ameliyat sırasında yaşadığı
sorunları aynı hastanede sağlık destek personeli olarak çalışan sanıkla hastanenin sigara içme
bölümünde konuştuklarını, ameliyathane katına çıktıkları sırada sterilizasyon odasının önünden
geçerken sanığın "Seni buraya vereceğim kız. Burada alet yıkarsın." biçiminde sözlerle kendisine şaka
yaptığını ve güldüklerini, bu sırada sanığın, aniden yüzünü ellerinin arasına alarak dudağından ve
boynundan öptüğünü, sanığa tepki veremediğini ve sinirleri bozulduğu için gülmeye başladığını,
devamında kendisini sterilizasyon odasında bulduğunu, burada da sanığın, göğüslerini ve kalçasını
okşayarak dudağından ve boynundan öptüğünü, cinsel organını okşadığını, sanığın yaklaşık 30-40
saniye kendisine saldırdığını, debelenerek sanığa tepki gösterdiğini, "Sen ne yapıyorsun? Çık şuradan!
Bırak beni!" diyerek kapıya doğru gittiği sırada sanığın, dışarıdan gelen ayak seslerini duyarak
kendisine saldırmayı bıraktığını, olaydan sonra ameliyathane sorumlusu tanık ...’den özel nedenlerle
yarım gün izin alarak evine döndüğünü, ertesi gün hastaneye gelip hastane başhekimi olarak görev
yapan tanık ...’a olayı anlattığını, bu şekilde çalışamayacağını söyleyerek istifa dilekçesi verdiğini, aynı
gün olayla ilgili olarak adli makamlara müracaatta bulunduğunu iddia ettiği, sanığın ise yaklaşık beş
yıldır görev yaptığı hastanede mağdure ile "..." isimli bir şahsa ameliyat masasının hazırlanması
konusunda yardımcı olduğunu ve onları mesleki anlamda yetiştirmeye çalıştığını, bu süreçte
mağdureye göre daha ağır gelişme gösteren ...’e mağdureden daha fazla ilgi gösterdiğini, mağdurenin
bu hususta zaman zaman kendisine serzenişte bulunduğunu ve özellikle son bir aydır "Benimle
ilgilenmiyorsun." diyerek sürekli yakındığını, olay günü üroloji ameliyatından çıkan mağdurenin,
ameliyattaki eksiklikleri konusunda kendisiyle konuşmak istediğini, hastanenin sigara içme bölümünde
bu konuyu konuştuklarını, konuşma sırasında mağdurenin "Hep ... ile ilgileniyorsun." biçimindeki
sözlerine sinirlenerek mağdureden yukarı çıkmasını istediğini, hastanenin alet yıkama bölümüne
gittiğinde mağdurenin de "Benimle ilgilenmiyorsun." gibi sözlerle kendisine çıkışmaya devam ettiğini,
bunun üzerine mağdurenin kolundan çekip "Ben herkese yardımcı oluyorum. İş haricinde bir
düşüncem olmaz." dediğini, "Benimle neden ilgilenmiyorsun. Benimle ilgilenmeni istiyorum." gibi
sözler söylemeye devam eden mağdureden tekrar yukarı çıkmasını istediğini ve mağdurenin de bu
sözlerden sonra yanından ayrılarak gittiğini, ertesi gün hastane çalışanlarından mağdurenin istifa
edeceğini duyarak mağdureyle konuştuğunu, mağdureye sorununun ne olduğunu sorduğunu ve istifa
etmemesini söylediğini, mağdurenin ise ailevi ve kişisel nedenlerle istifa edeceğini bildirdiğini,
cumartesi günü yine hastane çalışanlarından mağdurenin kendisi hakkında şikayette bulunduğunu
öğrendiğini, mağdurenin neden böyle bir suçlamada bulunduğunu bilmediğini savunduğu ve Yerel
Mahkemece sanığın atılı suçu işlediğine dair kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği gerekçesiyle
CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraatine karar verildiği olayda;
Mağdurenin aşamalarda olayın gerçekleşme biçimine dair istikrarlı anlatımlarda bulunması, sanığın
eyleminden sonra yarım gün izin alarak hastaneden ayrılması, bir gün sonra önce hastaneye gidip
Başhekime olayı anlatması devamında idarenin olayla ilgili harekete geçmeyeceğini anlayarak istifa
dilekçesi vermesi ve aynı gün akşam saatlerinde adli makamlara müracaat ederek sanık hakkında
şikayette bulunması, mağdureyle sanık arasında iftira atmayı gerektirecek bir husumet bulunmaması,
savunmalarında mağdureye mesleki anlamda yardımcı olduğunu, istifa edeceğini duyunca nedenleri
konusunda mağdureyle konuştuğunu ve istifadan vazgeçirmeye çalıştığını dile getiren sanığın
03.12.2014 tarihinde Mahkemede; hangi ameliyatta neyin kullanılacağını hemşirenin bilmesi
gerektiğini, mağdurenin kaç yaşında olduğunu dahi bilmediğini ve birlikte çalıştıkları dönemde
mağdureyle yaptığı konuşmanın toplamda yarım saati geçmediğini belirtmek suretiyle çelişkiye
düşmesi, 25.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; olay günü saat 13.41.45’te önde sanık, arkasında
mağdure olduğu halde sterilizasyon odasına girdiklerinin, içeride yaklaşık 1 dakika 3 saniye kaldıktan
sonra saat 13.42.48’de bu defa önde mağdurenin, arkasında da sanığın sterilizasyon odasından
çıktıklarının açıkça belirtilmesi, raporun devam eden kısımlarında çıkış esnasında mağdurenin yüzünde
ve hareketlerinde korku, panik, utanç, kızgınlık vb. ifadelerin bulunmadığı kanaatine varıldığı
bildirilmiş ise de; olay anını gösteren CD’nin izlenmesinde düşük çözünürlük nedeniyle mağdurenin
yüz ifadesinin net olarak anlaşılamadığının görülmesi, sanığın mağdureyle 1 dakika 3 saniye gibi kısa
bir süreliğine sterilizasyon odasına neden girip çıktıklarına dair makul bir açıklamada bulunamaması
hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın mağdureye yönelik eyleminin sabit olduğu
kabul edilmelidir.
Bu itibarla, haklı nedene dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar
verilmelidir.
Öte yandan sanığın sabit görülen eyleminin Yerel Mahkemece 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren
6545 sayılı Kanun'la getirilen düzenlemeler de gözetilerek sarkıntılık suçunu oluşturup
oluşturmayacağı yönünde değerlendirme yapılması mümkün görülmüştür.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Başkanı; "Sanık hakkında basit cinsel saldırı
suçundan cezalandırılması için açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda suçu işlediği sabit
olmadığından beraatine karar verildiği, bu kararın Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından
temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Ceza Dairesi tarafından hükmün onandığı, süresi içinde itiraz
kanun yoluna başvuran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı katılanın sanığa suç atfında bulunması için
bir neden olmadığı, beyanlarının istikrarlı olduğu, TCK’nın 102/1 maddesinin 2. cümlesinde yazılı
sarkıntılık suçunu işlediğinin kabulüyle mahkûmiyet hükmünün kurulması gerektiği gerekçesiyle itiraz
kanun yoluna başvurmuştur.
Mağdure, Özel... Hastanesinde birlikte çalıştığı sanığın kendisine yönelik basit cinsel saldırıda
bulunduğunu iddia ederek şikayetçi olmuştur. Olayın görgü tanığı bulunmamaktadır. Sanık tüm
aşamalarda suçlamayı reddetmiştir. Cinsel saldırının gerçekleştiği iddia edilen sterilizasyon odasına
sanık ve mağdurenin giriş ve çıkış yaptıklarına dair kamera kayıtları incelendiğinde; sözkonusu odaya
giriş ve çıkış sırasındaki görüntüler ve mağdurenin anlatımının birbiriyle çelişki içerdiği, kameranın
görüntü alanı dışında bulunan oda içinde sanık ile mağdure 1 dakika 3 saniye kalmışlardır. Mağdurenin
odadan normal yürüyüş temposu ile önden çıktığı, yüz hatları yakından görülmemekle birlikte telaş ve
endişe halinin davranışlarına yansımadığı, cinsel saldırı nedeniyle herhangi bir kimseden yardım ister
halinin de bulunmadığı görülmektedir. Yargılamayı yapan İlk Derece Mahkemesi iddia ve savunma,
tarafın delillerini yüzyüzelik ilkesi doğrultusunda değerlendirip eylemin gerçekleştiği şüphede
kaldığından beraat hükmü kurmuştur. Kural olarak mağdurenin sanığa iftira etmesi için tespit edilen
bir neden bulunmamakta ise de, sanığın mahkûm edilebilmesi için mağdurenin anlatımının diğer
delillerle çelişki taşımayan genel hayat tecrübelerine uygun olması gerekliliği karşısında; özellikle
mağdure anlatımlarının kamera görüntüleriyle uyumlu olmaması, maddi olayın gerçekleştiği
hususunda şüphe doğurduğundan yerel mahkemenin vicdani kanaati de bu doğrultuda oluştuğu için
şüpheden sanık yararlanır evrensel ilkesi doğrultusunda kurulan beraat hükmünde isabetsizlik
bulunmadığından itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun kararına iştirak
etmiyorum." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi de; itirazın reddine karar verilmesi
gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 02.10.2018 tarihli ve 3400-5634 sayılı onama kararının
KALDIRILMASINA,
3- Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.03.2015 tarihli ve 399-69 sayılı hükmünün sanığın
eyleminin sabit olması nedeniyle mahkûmiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi
isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ
EDİLMESİNE, 06.05.2021 tarihinde yapılan birinci müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından,
01.06.2021 tarihinde yapılan ikinci müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.