YARGI İÇTİHATLARI

26.09.2025 Cuma
YARGI İÇTİHADI
HUKUKİ İHTİLAF
Bedelsiz senedi kullanma suçundan dolayı savcılığın, hiçbir araştırma yapmadan hukuki iftilaf gerekçesiyle takipsizlik kararı vermesi doğru değildir.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi 

12.06.2025 T. 

2024/6373 E. 

2025/7052 K.

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hakimliği

SAYISI : 2023/5428 Değişik iş

SUÇ : Bedelsiz senedi kullanma

İNCELEME KONUSU

KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddi

KANUN YARARINA BOZMA

YOLUNA BAŞVURAN : Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : İlgili kararın kanun yararına bozulması

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 24.08.2023 tarihli ve 2023/90837 Soruşturma, 2023/45705 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin merci Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.10.2023 tarihli ve 2023/5428 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 271/4. maddesi uyarınca kesin nitelikte olması sebebiyle karar tarihi olan 03.10.2023’de kesinleştiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Kanun'un 309/1. maddesi uyarınca, 01.11.2024 tarihli ve 2024/2073 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.11.2024 tarihli ve KYB-2024/113085 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.11.2024 tarihli ve KYB-2024/113085 sayılı kanun yararına bozma isteminin;

“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla soruşturmanın genişletilmesine karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,

Dosya kapsamına göre, müştekinin, şüpheliye teminat amacıyla verdiği 21/09/2022 tanzim tarihli senedi, kiralanan taşınmazda bulunan demirbaşlara ilişkin olarak verdiğini, kiralanan taşınmazda herhangi bir zararın bulunmamasına ve herhangi bir borcunun olmamasına rağmen icra takibine konu edilerek bedelsiz senedin kullanıldığının iddiasıyla şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, uyuşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,

Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08/06/2020 tarihli ve 2017/31201 esas, 2020/5056 karar sayılı ilâmında yer alan \"Bedelsiz senedi kullanma suçunun oluşabilmesi için; sanığın elinde borçlusunca bedelinin tamamı ya da kısmen ödenmiş bir senet olmalı ve bunu kısmen veya tamamen ödenmemiş gibi tahsile sokması veya bir başkasına devretmesi gerekmektedir. Borcun bir bölümü ödenmiş ve geri kalan miktar için elinde tuttuğu senedi, tümü veya kalandan fazla miktarı için kullanan sanığın fiili de bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturacaktır.\" şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, şüphelinin üzerlerine atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının net bir şekilde tespit edilebilmesi amacıyla, taraflar arasındaki bahse konu Bursa 5. İcra Dairesinin 2022/10200 esas nolu icra takip dosyasının ve olayın aydınlatılmasına yarar, anılan borca ilişkin tüm bilgi ve belgelerin dosyaya temin edilmesi, müştekinin şüpheliye borcunun olup olmadığının araştırılarak ortaya konulması sonrasında şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı olarak verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.

Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE

1. 5271 sayılı Kanun‘un 160 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlayacağı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğu belirlenmiştir.

2. 5271 sayılı Kanun’un, “Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” başlıklı 172 nci maddesinin birinci fıkrası;

“(1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.

...“

Şeklinde düzenlenmiştir.

3. 5271 sayılı Kanun’un, “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173 üncü maddesinin inceleme konusu ile ilgili olan birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında;

“(1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.

(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.

(3)(Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.

(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.

...“

Hükümleri yer almaktadır.

4. Kanun‘da yer alan düzenlemelerden de görüleceği üzere; Cumhuriyet savcısı, suçun işlenip işlenmediğinin tespiti bakımından hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açmalı, aksi halde 5271 sayılı Kanun’un 172 nci maddesi gereğince kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermelidir.

5. Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen Sulh Ceza Hakimliği, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.

6. Bu kapsamda inceleme konusu soruşturma dosyası değerlendirildiğinde; şikayetçi ... ile ev sahibi ... arasında 20.09.2022 başlangıç tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğinin, sözleşme uyarınca gayrimenkulde bulunan demirbaşlar için emlakçılık yapan ... İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd.Şti. yetkilisi şüpheli ... ...'e, 21.09.2022 düzenleme tarihli ve 20.000,00 TL bedelli teminat senedi verildiğinin, evin kısa süre sonra tahliye edilmesi üzerine herhangi bir zarar olmadığına ilişkin tutanak tutulduğunun, ancak tanıklar huzurunda tutanağın bir suretinin verilmediği gibi, bahse konu teminat senedinin ... İnşaat Taahhüt San. Tic. Ltd.Şti.'nce, Bursa 5. İcra Dairesinin 2022/10200 Esas sayılı dosyası kapsamında, 12.321,00 TL üzerinden şikayetçiye karşı icra takibine konu edildiğinin iddia olunması karşısında; Bursa 5. İcra Dairesinin 2022/10200 Esas sayılı dosyası ile varsa hukuk mahkemesinde görülen dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, onaylı suretlerinin dosya arasına alınması, 18.11.2022 tarihli ödeme emrinin şikayetçiye ne zaman tebliğ edildiğinin belirlenerek şikayetin süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi, süresinde olması durumunda şüphelinin ifadesinin alınması, şikayet dilekçesinde belirtilen tanıklar ile ...'ın beyanına başvurulması, yapılacak soruşturma neticesinde yazılı delil olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, \"...teminat için alındığı iddia edilen senedin üzerinde teminat senedi olduğunun belirtilmesi gerektiği, zarar ziyana ilişkin iddiaları tarafların değil ehil bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkabileceği, bu nedenle bedelsiz bir senedin icra takibine konu edildiğinden bahsedilemeyeceği, senetlerin soyut borç ikrarı içerdiği, icra takibine itiraz edilebileceği, borcu olmadığını iddia eden tarafın menfi tespit davası açabileceği, böylelikle taraflar arasındaki husumetin hukuki ihtilaf boyutunda kaldığı, mahkeme nezdinde borcu olmadığını ispat eden müştekinin daha sonra aynı suçtan suç duyurusunda bulunabileceği...\" şeklindeki hatalı gerekçe ve eksik soruşturma neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, \"...soruşturmaya konu suça ilişkin tüm delillerin toplandığı, toplanan deliller doğrultusunda yapılan değerlendirmede bir isabetsizlik bulunmadığı, itiraz sebeplerinin kararın aksini gösterir nitelikte olmadığı ve verilen kararın 5271 sayılı CMK'nın 160, 170 ve 172. maddelerine uygun olduğu...\" şeklindeki hatalı ve dosya kapsamıyla uyumlu olmayan gerekçe ile itirazın reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR

1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. Bursa 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.10.2023 tarihli ve 2023/5428 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,

5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

12.06.2025 tarihinde karar verildi.