T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9224
Karar No: 2018/2344
Karar Tarihi: 13.03.2018
Dava: Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,
davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi
üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup
gereği düşünüldü:
Karar: Davacı, taraflar arasında, 01.10.2012 tarihli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye aykırı
olarak kiralananın davalı kiracı yerine kiracının annesi ve erkek kardeşi tarafından kullanıldığını,
davalı kiracıya sözleşmeye aykırılığın giderilmesi için 22.09.2014 tarihli ihtarname ile süre verildiğini,
verilen sürede sözleşmeye aykırılığın giderilemediğini belirterek kiralananın tahliyesine karar
verilmesini istemiştir.
Davalı, savunma yapmamıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz
edilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun 316. maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak
özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı
göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye
aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında
kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini
yazılı olarak bildirmesi ve tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir.
Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir
bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten
ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu
yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular
bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen
feshedebilir.
Akde aykırılık nedenine dayanılarak açılan davada tahliye kararı verilebilmesi için akde aykırı
davranışın önemli ve doğrudan doğruya kiralananın bizzat kullanılması ile ilgili olması gerekir.
Taraflar arasında akdedilen 01.10.2012 tarihli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık
bulunmamaktadır. Davacı kiraya veren tarafından gönderilen 22.09.2014 tarihli ihtarname ile;
kiralananın üçüncü kişi tarafından kullanılmasının akde aykırılık teşkil ettiği belirtilerek ihtarnamenin
tebliğinden itibaren 15 gün içinde akde aykırılığın giderilmesi istenilmiştir. Dava konusu kiralanan
çatılı mesken niteliğinde olduğundan davacı tarafından yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde,
davalıya en az 30 gün süreli ihtar gönderilmesi gerekirken 15 gün süre verilmesi doğru değildir. Bu
nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi
usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz,
temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi
gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene
iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince
karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.