YARGI İÇTİHATLARI

07.09.2020 Pazartesi
YARGI İÇTİHADI
OLAY YERİNİ TERK RÜCU KAPSAMI
ZMMS Genel Şartlarının B.4. maddesi 2015 yılında değiştirilmiş olup, "OLAY YERİNİ TERK HALİ" başlı başına rücu kapsamına alınmıştır.

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi

7. Hukuk Dairesi

Esas: 2019 / 1267

Karar: 2020 / 116

Karar Tarihi: 05.02.2020

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK.'nun 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; 

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: 

 Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 14.... 642 plakalı aracın D-100 karayolu Ankara istikametine seyir halinde iken ..... köprü altına geldiğinde yavaşlayarak, duran trafikteki sürücü Osman Avunduk'un sevk ve idaresindeki 34 ... 4849 plakalı aracın sağ arka köşe kısımlarına, sol ön kısmıyla çarptığını; çarpmanın etkisi ile karşı taraftaki aracın, sağ ön kısımlarıyla, aynı istikametteki sürücü Sait Aydoğdu'nun sevk ve idaresindeki aracın sol arka kısmına çarptığını; davacı sigorta şirketi sigortalısı, 14 .... 642 plakalı aracın çarpmanın etkisiyle savrularak, aracın sol ön kısımlarıyla 34 UT 5356 plakalı araca çarptığını; aynı istikamette olan 41 ... 986 plakalı aracın da duramayarak, 14 ... 642 plakalı araca çarptığını; olayın yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası olduğunu; kaza üzerine 3409486 nolu hasar dosyasının oluşturulduğunu; sigorta şirketinin 14 ... 642 plakalı araç sahibi ile yapmış olduğu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında 34 ....5356 plakalı araç için S.....u'ya 9.237,00 TL, 34 .... 4849 plakalı araç için O.......k'a 18.800,00 TL olmak üzere, toplam: 28.037,00 TL tazminat ödendiğini; sigortalı 14 .... 642 plakalı aracın, kaza sırasında içinde bulunan sürücüsünün, vatandaşlar tarafından sıkıştığı araçtan çıkarıldığını ve araç sürücüsü kurtarılmasına müteakip olay yerinden kaçtığını; bu sebeple, sigortalı aracın kaza anındaki sürücüsünün tespit edilemediğini; araç sürücüsü tespit edilemese bile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85. maddesinin 5. fıkrasında "işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur" ibaresinin yer aldığını; davacı şirketin, bu doğrultuda sigortalıya rücu etme hakkının olduğu konusunda bilgilendirme yapıldığını; yazının tebliğden itibaren (7) gün içinde zararın şirkete ödenmemesi halinde yasal yollara başvuracaklarının belirtildiği; bu nedenlerle, yaşanan kaza sebebiyle, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen 28.037,00 TL'nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek kısa vadeli kredilere uygulanan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 

Davalı 09/01/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ; "olay tarihinde adıma kayıtlı aracı ben kullanıyordum. Kazanın etkisi ile şoktan dolayı olay yerini terk ettim. Sonrasında geldim ancak olay yerinde kimse yoktu. Olay nedeniyle yaralama olmadı. Hakkımda her hangi bir ceza davası açılmadı. Sadece maddi hasar vardı. Ben sol şeritte seyir halinde idim. Önde bulunan otobüs duruyormuş. Her hangi bir reflektör yanmıyordu. İşaret lambası yanmıyordu. Ben de hızım 120 civarındaydı. Otobüsü gördükten sonra frene basmakta geç kaldım. Zaten öyle bir imkanım da kalmamıştı. Ben kusurlu değilim " şeklinde beyanda bulunmuştur. 

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: 

İlk derece mahkemesince; "... Davanın kabulü ile; 28.037,00 TL tazminatın, 18.800,00 TL'sinin, ödeme tarihi olan 17/05/2018 tarihinden, 9.237,00 TL'sinin ödeme tarihi olan 22/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine ..." şeklinde hüküm kurulmuştur. 

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. 

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: 

Davalının istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun yanlış olduğunu ve bu nedenle yargılamanın yanlış yapıldığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. 

Davacı vekilinin istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, kusur yönünden aldırılan rapor içeriğinin, kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu gibi, sigorta şirketinde üçüncü şahıslara yapılan ödeme miktarının da hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, meydana gelen gerçek zarar miktarı ile uyumlu olduğunu belirterek; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, talep etmiştir. 

DELİLLER: Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2018/346 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı. 

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 

DAVA; davacı sigorta şirketine, ZMMS poliçesi ile sigortalı davalıya ait aracın, karıştığı trafik kazası neticesinde aracı sevk ve idare edenin olay yerini terk ettiği iddiası ile kaza nedeniyle 3. şahıslara ödenen miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. 

Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. 

Somut olayda; davalıya ait 14 .... 642 plakalı aracın, davacı sigorta şirketi ile düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi kapsamında 23/06/2017 - 23/06/2018 tarihleri arasında davacıya sigortalı olduğu; olay tarihi olan 05/04/2018 tarihinde, sigortalı aracın D-100 Ankara istikametine seyir ederken, yavaşlayarak duran dava dışı Osman Avunduk yönetimindeki 34 ..... 4849 plakalı aracın sağ arka köşe kısmına çarptığı; çarpmanın etkisi ile 34 .... 4849 plakalı aracın savrularak S.... yönetimindeki 34 .... 5356 plakalı aracın sol arka kısmına ve Sedat Gedik yönetimindeki 41...986 plakalı aracın sağ arka köşe kısmına çarpması sonucu, maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği; sigortalı aracı kullanan sürücünün "söz konusu mevkide far aydınlatmasının sağladığı görüş ile seyir ederken hızını aracın teknik özelliklerine, görüş, yol ve yoldaki trafik akışına göre ayarlamayarak, dikkatsiz ve tedbirsiz olması neticesinde, önünde yavaşlayarak duran 34 .....5356 plakalı aracın arka kısmına çarpması nedeni ile olayda asli kusurlu olduğu, olaya karışan diğer sürücülerin kaza nedeni ile kusurlarının bulunmadığı" kaza nedeni ile davacı sigorta şirketince 34 UT 5356 plakalı araç için 9.237,00 TL, 34 ..... 4849 plakalı araç için 18.800,00 TL ödeme yapıldığı; olayda, yolcu olarak bulunan Adnan Yavuz'un yaralandığı; olay sonrası davalı sürücünün olay mahallini terk ettiği; zira, düzenlenen kaza tespit tutanağında, davalı araç sürücüsünün kim olduğunun tespit edilemediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. 

Davacı, dava dilekçesinde rücu nedeni olarak; ZMMS genel şartları B.4-c maddesi uyarınca, olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk edilmesi sebebine dayanmaktadır. 

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 

Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; "Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir." düzenlemesine yer verilmiştir. 

Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre; 

"-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması, 

-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması, 

-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması, 

-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması, 

-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması, 

-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi, 

-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri" rücu sebebi olarak kabul edilmiştir. 

Yukarıda anılan kanun ve sigorta genel şartları gereği, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davacı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri ve bilhassa sigortalı aracın sürücüsü olan davalının can güvenliği nedeniyle olay yerinden ayrılmak zorunda kalmış olsa dahi en kısa sürede ilgili kolluk birimine başvurması gerekirken, bunu yapmadığı; davalının kendi beyanına göre can güvenliği nedeniyle değil, olayın şoku ile olay yerinden kaçtığı; dolayısıyla, ispat yükünün davalı sigortalıya geçtiğinin kabulünün zorunlu olduğu açıktır (Yargıtay 17. HD.'nin 19/06/2017 tarih ve 2016/11677 Esas, 2017/6905 Karar, Yargıtay 17. HD.'nin 21/06/2018 tarih ve 2015/11912 Esas, 2018/6248 Karar). 

Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının, gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi, rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekir. 

Bu itibarla da, somut olayın özellikleri gereği; davalının olay yerini zaruretten ve can güvenliği nedeniyle terk ettiği geçerli ve somut deliller ile ispat edilemediğinden, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmamaktadır.   

Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmamış olması 6100 sayılı HMK.'nun 297-(1)-b) maddesine aykırılık teşkil etmekte ise de; bu husus, sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve eleştiri getirilmekle yetinilmiştir. 

Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.'nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. 

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 

1-HMK.'nun 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE, 

2-Davalı tüketici sıfatına sahip olup harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 

3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 

4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK.'nun 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine, 

5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 

6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, 

7-Dosyanın Kocaeli 1. Tüketici Mahkemesi'ne gönderilmesine, 

İlişkin; 6100 sayılı HMK.'nun 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-a) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/02/2020