HUKUKİ MAKALELER

02.12.2022 Cuma
Av. Enes TEPER
ŞÜPHELİ/SANIK HAKKINDA KYOK/BERAAT KARARI VERİLMESİ HALİNDE AĞIR CEZA MAHKEMESİNDE GÖRÜLECEK TAZMİNAT DAVASI
Usulüne uygun koruma tedbirine karar verilmiş olsa da hakkında KYOK/beraat kararı verilen şüpheli/sanık devlet aleyhine tazminat isteminde bulunabilir.

Ceza hukukunda yetkili olan mercilerin vermiş olduğu koruma tedbirlerinin (tutuklama, yakalama, arama vesaire) hukuka uygun olmaması, bahsi geçen koruma tedbirleri hukuka uygun bir şekilde verilmiş olsa bile sonrasında şüpheliler/sanıklar haklarında KYOK/beraat kararı verilmesi gibi durumlarda uygulanan koruma tedbirleri nedeniyle şüphelilerin/sanıkların maddi ve/veya manevi olarak zarar görmesi mümkündür. Nitekim, kanun koyucu da soruşturma/kovuşturma aşamasında şüphelilerin/sanıkların koruma tedbirleri nedeniyle maddi ve/veya manevi zarar görme ihtimallerini gözeterek Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesini;

“Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanunî gözaltı süresi içinde hâkim önüne çıkarılmayan,

c) Kanunî hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,

f) Mahkûm olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hâllerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde elkonulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

 k) (Ek: 11/4/2013-6459/17 md.) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkânlarından yararlandırılmayan, Kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler.

(2) Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler, ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara geçirilir.

(3) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir.

(4) (Ek:18/6/2014-6545/70 md.) Devlet, ödediği tazminattan dolayı görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan hâkimler ve Cumhuriyet savcılarına bir yıl içinde rücu eder.” şeklinde düzenlemiş ve ceza hukukunda hangi durumlarda tazminat talebinde bulunulabileceğini açıkça ifade etmiştir. Görüldüğü üzere, birçok durumda tazminat talebinde bulunulması mümkün olduğundan yazımızda yalnızca yukarıda belirtilen kanun hükmünün 1 fıkrasının e bendine istinaden inceleme yapılacaktır.

Soruşturma ya da kovuşturma aşamasında şüpheli/sanık yakalandıktan veyahut tutuklandıktan (tutuklama kararı usule uygun bir şekilde verilmiş olsa bile) sonra yetkili ve görevli merci şüpheli/sanık hakkında KYOK/beraat kararı verdiği ve söz konusu karar kesinleştiği takdirde ilgilisi CMK’nun 142. maddesi uyarınca kararın kesinleştiğinin tebliğinden itibaren 3 ay ve her türlü kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içerisinde yetkili ağır ceza mahkemesi nezdinde devlet aleyhine tazminat davası açabilecektir (CMK’nun 144. maddesi saklı kalmak kaydıyla). Yalnız burada dikkat edilmesi gereken konu, kanun koyucunun tazminat davası için öngördüğü 3 ay ve 1 yıllık süreler hak düşürücü süre olup, bahsi geçen sürelerin kesilmesi, uzaması vesaire mümkün değildir.

Tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde şüphelinin/sanığın CMK’nun 141/1-f maddesinden kaynaklı tazminat talebinde bulunabilmesi için;

1- Şüpheli/sanık hakkında KYOK/beraat kararı verilmesi ve işbu kararın kesinleşmesi,

2- Kesinleşme sonrasında tazminat isteminin süresi içerisinde yapılması,

3- Talebin yetkili ve görevli mahkemeye yöneltilmesi gerekmektedir.

CMK’nun 141. Maddesine İstinaden İkame Edilecek Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme;

Yukarıda da belirtildiği üzere, CMK’nun 142/2 maddesi uyarınca görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Yetkili ağır ceza mahkemesi ise; zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesidir. Ancak, söz konusu ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, zarara uğrayanın oturduğu yere en yakın ağır ceza mahkemesi yetkilidir.

Kanun koyucunun işlem ile ilgili ibaresinden kastettiği; Koruma tedbirine hükmeden, koruma tedbirini itiraz üzerine kaldırmayan, koruma tedbirinin devamına karar veren, koruma tedbirine yapılan itirazı reddeden, sanığın mahkûmiyetine hükmeden mahkeme tazminata konu koruma tedbiri ile ilişkili mahkemedir ve bu mahkeme tazminat davasına bakamaz (KOCABEY, Sercan, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat, Kırkale, 2020 sf. 81). Buna karşılık tazminata konu edilen işlemle ilgili yukarıda sayılan kararları vermeyen ancak koruma tedbirine itirazı kabul eden, koruma tedbirinin kaldırılmasına hükmeden, sanığın beraatına karar veren mahkeme tazminat davasına bakmaya yetkilidir (Hakan, Hakeri, Haksız Yakalanan ve Tutuklananlara Tazminat Verilmesi, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999, s. 122-123)

CMK’nun 141. Maddesi Uyarınca Hakkında KYOK/Beraat Kararı Verilen Şüpheli/Sanığın Devletten İsteyebileceği Tazminat Kalemleri;

  Hukuk devleti ilkesine bağlı olan devletlerde, devletin işlem ve eylemlerinden ötürü zarara uğrayan kişiler maddi ve manevi zararlarını devletten isteyebilirler (Albayrak ve Diğerleri, s. 1.). Nitekim, ülkemizde de kanun koyucu Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. maddesini düzenleyerek koruma tedbirleri nedeniyle zarar gören kişilerin maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebileceği açıkça ifade etmiştir. Bu doğrultuda;

A- Maddi Tazminat;

Maddi zararın kapsamına; Zararın kapsamına haksız eylem ve işlemler sebebiyle uğranılan maddi zarar, haksızlık nedeniyle yapılan masraflar, gelir kaybı, yoksun kalınan kar gibi ekonomik yönden kayıplar girmektedir (Kanmaz, s. 240.).

Haklarında yakalama ve tutuklama tedbiri uygulanan kimseler maddi zarar olarak kazanç kayıplarını talep edebileceklerdir (Düzgün, Elmacı, s. 189.). Buradaki yakalanan ve tutuklanan kişilerin kazanç kayıpları iştigal ettikleri mesleğe göre tespit edilecektir (Hakeri, s. 154).

Ancak, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/2779 Esas, 2021/1534 Karar sayılı ilamında “29.05.1957 tarih ve 4-16 sayılı YİBK belirtildiği üzere, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dosyasında beraat eden davacı lehine hükmolunması gereken maktu vekalet ücretinin yargılama giderleri kapsamında olduğu ve bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamında değerlendirilemeyeceği, cezaevi ziyaretleri, cezaevi harcamaları, maaş kesintileri, Oyak nema kaybı ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ödenen tayın bedeli, yargılandığı ceza dosyasında uzman mütalaası için ödenen ücretin CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince hesaplanması gereken maddi zarar kapsamına dahil edilemeyeceğinin gözetilmeyerek bilirkişi raporunda belirtilen hususların maddi zarar kapsamına dahil edilmesi,...vd. hususlardan bozulmasına,” karar vererek her maddi zararın tazminata konu edilemeyeceğini, avukata ödenen vekalet ücretinin hangi şartlar altında tazminat davasına konu edilebileceğini açıkça ifade etmiştir.

Ceza hukukunda her ne kadar resen araştırma ilkesi geçerli olsa da CMK’nun 141. maddesinden kaynaklanan tazminat davasında devletin hukuki sorumluluğu söz konusu olduğundan mahkeme taleple bağlı olacak ve delillerin dosyanın taraflarınca temin edilmesi gerekecektir. Tazminat talebinde bulunan kişi kazancını ispat edemediği takdirde mahkemece kişi tutuklu olduğu dönemlerde vasıfsız işçinin olarak değerlendirilecek ve bu doğrultuda net asgari ücret üzerinden tazminat hesabı yapılacaktır.

Nitekim, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/10774 Esas, 2016/4207 Karar sayılı ilamında " Tazminat davasına dayanak olan ceza dava dosyasında davacının 16.10.2009-28.03.2013 tarihleri arasında 1.259 gün süreyle tutuklu kaldığı, davacının tutuklanmadan önce elde ettiği kazancı ve tutukluluk süresi içinde uğradığı maddi zararı somut bilgi ve belgeler ile ispat edememesi, dayanak dosyadaki 19.10.2009 tarihli duruşmadaki beyanında Almanya'da taksicilik yaptığını belirten davacının aylık 1.200 TL kazandığını belirtmesi, ancak bunu da somut ve resmi bir belge ile ispat edememesi karşısında, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden kesinti yapılmadan hesaplama yapılıp maddi zararının belirlenmesi gerekir” şeklinde karar vererek tüm bu hususlara açıkça değinmiştir

Tutuklandığı tarihte öğrenci olan sanık için ise Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2012/1888 Esas 2012/8135 Karar sayılı ilamında “Tutuklandığı tarihte öğrenci olan davacının maddi kaybıyla ilgili itibar edilecek belge ibraz edilmesi halinde bu husus nazara alınarak maddi zararının belirlenmesi, belge ibraz edememesi halinde ise tazminat istemine konu işlem tarihindeki yaş durumu dikkate alınarak, bu yaş grubu için belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, maddi tazminata dair talebin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.” şeklinde karar vererek ne şekilde tazminat hesabı yapılması gerektiğini açıkça ifade etmiştir. Fikrimce 16 yaşından küçük olan ancak tutuklandığı dönemde öğrenci olmayan kişiler için de yukarıda belirtilen Yargıtay kararına istinaden tazminat hesabı yapılacaktır.

Tazminat hesaplaması yapılırken ilgilinin tutuklu kaldığı tarihler dikkate alınacaktır. Nitekim Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/12199 Esas, 2016/8177 Karar sayılı ilamında “davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin net asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığında maddi zararı 11.390,69-TL olup, bu miktara hükmedilmesi gerekirken” şeklinde karar vererek bu hususa açıkça değinmiştir.

Kişinin tutuklu kaldığı dönem, mesleği ve o zaman dilimi içerisinde maddi zararı tam olarak tespit edilebileceğinden (kişinin kazancı ispat edilemese bile o dönemdeki asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacağından) CMK’nun 141. maddesi uyarınca ikame edilecek tazminat davasının belirsiz alacak davası olarak ikame edilemeyeceğini düşünmekteyim. Tazminat davası HMK’nun hükümleri uygulanacağından davacı taraf davasını ıslah edebilecektir (Y 12 CD 2016/11022 E, 2017/6880 K sayılı kararı). Dolayısıyla, bu şekilde görülecek tazminat davalarının kısmi dava olarak açılabileceği kanaatindeyim. Ancak, burada kısmen red halinde ilgilinin aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceğinden avukat aracılığı ile hesapla yapıldıktan sonra tespit edilen miktar üzerinden tazminat talebinde bulunmak daha sağlıklı olacaktır.

B- Manevi Tazminat;

Hakkında tutuklama kararı verilen kişi bahsi geçen koruma tedbiri nedeniyle ruhsal, psikolojik yönden vesaire yani manevi olarak zarar gördüğü takdirde anılı kanun maddesi uyarınca devlet aleyhine manevi tazminat davası açabilecektir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/922 Esas, 2021/5004 Karar sayılı ilamında “Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekir” şeklinde karar vererek manevi tazminatın hangi kriterlere istinaden ne şekilde hesaplanması gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. Maddesi Uyarınca İkame Edilecek Tazminat Davalarındaki Diğer Önemli Hususlar;

- Yetkili ve görevli ağır ceza mahkemesine sunulacak tazminat istemli dilekçede açık kimlik ve adresin, zarara uğradığı işlemin ve zararın nitelik ve niceliğini kaydetmesi ve bunların belgelerinin eklemesi gerekli olup, bu hususlarda bir eksiklik olduğu takdirde mahkemece ilgilisine eksikliklerin 1 ay içerisinde giderilmesi gerektiği aksi halde istemin reddedileceği tebliğ edilir. Öngörülen süre zarfında eksiklikler giderilmez ise mahkeme istemin reddine karar verilecek olup, istemde bulunan kişi bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurabilecektir (CMK Md 142).

- Usulüne uygun bir şekilde davet edilen tarafların duruşmaya katılmaması halinde mahkemece tarafların yokluğunda karar verilecektir. Dikkat edilmelidir ki bu durumda mahkeme HMK’nun 150. maddesine istinaden düşme kararı veremeyecektir.

- Ağır ceza mahkemesinde görülen duruşmalı yargılamada Cumhuriyet savcısı da hazır bulunduğundan duruşmada mütalaası alınacaktır. Kararın verildiği duruşmaya Cumhuriyet savcısının katılamaması bozma nedeni olarak görülmektedir (Düzgün, Elmacı, s. 175.)

- Davanın kabulüne veya reddine ilişkin kararlara karşı istemde bulunan, hazine vekili ve Cumhuriyet Savcısı kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde istinaf talebinde bulunabilir. Ancak, dava dilekçesinin reddi, yetkisizlik, görevsizlik ve süre yönünden ret kararlarına karşı itiraz kanun yoluna müracaat edilmesi gerekmektedir.

- Kanun koyucu tarafından söz konusu kararlar için kesinlik sınırı, istinaf kanun yoluna, temyiz kanun yoluna başvuru sınırı özel olarak öngörülmediğinden ve kanun yolu müracaatları Ceza Muhakemesi Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca gerçekleştirildiğinden her miktardaki tazminat alacağı için kanun yoluna müracaat edilebileceği kanısındayım.

- Koruma tedbirleri nedeniyle açılan tazminat davası tamamen ret olunmadığı takdirde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyecektir. Nitekim, Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/8962 Esas, 2020/8 Karar sayılı ilamında “Koruma tedbirlerine dayalı tazminat davalarında maddi ve manevi tazminat istemlerinin birlikte değerlendirilip, vekalet ücretinin kabul veya reddolunan miktara göre tayin edileceği hususu dikkate alındığında, davacının aynı tazminat sebebine dayalı olarak manevi tazminat istemi ile ilgili ilamı ile lehine 8500 TL manevi tazminata hükmedildiğinin görülmesi karşısında, davacının maddi tazminat talebinin reddolunmasına karşın aleyhine vekalet ücretine hükmolunamayacağının gözetilmemesi kanuna aykırıdır.” şeklinde karar vererek bu hususa değinmiştir (aynı yönde; YCGK 2007/2 E, 2007/63K).

- Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 142/9 maddesi uyarınca mahkemece davacı lehine nispi vekalet ücretine takdir edilmesi gerekmektedir (Y 12 CD 2019/13595 E 2021/3154 K). Ancak, burada takdir edilecek vekalet ücreti sulh ceza hâkimliklerinde takip edilen işler için belirlenen maktu ücretten az, ağır ceza mahkemelerinde takip edilen davalar için belirlenen maktu ücretten fazla olamaz

- Her iki alacak kalemine de tutuklama tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talep edilebilecektir (Y 12 CD 2017/8414 E, 2018/1668 K).

- Tazminata ilişkin mahkeme kararları, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz. Kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekâlet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.

 Sonuç Olarak; Kanun koyucu koruma tedbirleri nedeniyle şüphelilerin, sanıkların zarar görebileceğini gözeterek kişilerin zararını en azından ekonomik olarak telafi edebilmek amacıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141. ve diğer maddelerini düzenleyerek devlete tazminat sorumluluğu yüklemiştir. Bu sebeple, şartları oluştuğu takdirde ilgililer yetkili ve görevli ağır ceza mahkemesine müracaat ederek koruma tedbirlerinden kaynaklanana maddi ve manevi zararlarının giderilmesini devletten isteyebileceklerdir.

Makalenin tüm hakları yazarı Av. Enes TEPER'e aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.sertkayahukuk.com) internet sitesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

KAYNAKÇA;

- Albayrak, Mustafa, Son Yargıtay Kararları Işığında Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Verilmesi Kabul Edilen Haller, Terazi Aylık Hukuk Dergisi, C.11, S.118, 2016.

- Albayrak, Mustafa, Özer, Fatma, İlhan, Fikret, Erdoğan, Mustafa, Yargı Kararları Işığında Koruma Tedbirleri Nedeniyle (Haksız Yakalama, Gözaltı Tutuklama, Arama ve Elkoymadan Kaynaklanan) Tazminat Davaları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2014

- KOCABEY, Sercan, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat, Kırkale, 2020

- Hakan, Hakeri, Haksız Yakalanan ve Tutuklananlara Tazminat Verilmesi, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999

- Kanmaz, Fatih, AİHM ve Yargıtay Kararları Işığında Haksız Yakalama, Tutuklama ve Elkoyma Nedeniyle Tazminat, Adalet Yayınevi, Ankara 2015

- Şerafettin Elmacı, Nuri Düzgün, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Davaları, Ankara, 2014

- Hakeri, Hakan, Haksız Yakalanan ve Tutuklananlara Tazminat Verilmesi, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999.

- Hakeri, Hakan, Ünver, Yener, Sorularla Ceza Muhakemesi Hukuku, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara, 2006.

- Hakeri, Hakan, Ünver, Yener, Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara, 2016.

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/2779 Esas, 2021/1534 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2015/10774 Esas, 2016/4207 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2012/1888 Esas 2012/8135 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2015/12199 Esas, 2016/8177 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2016/11022 Esas, 2017/6880 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2020/922 Esas, 2021/5004 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/8962 Esas, 2020/8 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2007/2 Esas, 2007/63 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2019/13595 Esas, 2021/3154 Karar sayılı ilamı

- Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 2017/8414 Esas, 2018/1668 Karar sayılı ilamı

- www.corpus.com.tr

- www.sinerjimevzuat.com.tr