T.C
YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 1847
Karar: 2019 / 9594
Karar Tarihi: 17.10.2019
YARGITAY KARARI
ÖZET: Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da göz önünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK'nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı bulunduğu aracın davacıların murisinin kullandığı motora çarpması sonucu murisin ölümüne sebep olduğunu belirterek murisin anne ve babası davacılar ... ve ... için maddi ve manevi, murisin kardeşleri ..., ... ve ... için manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile davacı anne ... için 37.468,57 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılardan ... Sigorta AŞ. bakımından faiz başlangıcının dava tarihi ve sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına, davacı baba ... için 32.281,97 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 19/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalılardan ... Sigorta A.Ş. bakımından faiz başlangıcının dava tarihi ve sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmasına, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacılar ... ve ...'nın her biri için 13.000,00 TL, davacılar ..., ...'nın her biri için 6.000,00 TL manevi tazminatın 19/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile ölenin anne ve babası için ayrı ayrı 40.000,00 TL kardeşleri ..., ... ve ... için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir. Hakim, taraflardan her birinin, her talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermek durumundadır. Mahkemece ölenin diğer kardeşleri olan ... ve ... hakkında manevi tazminata hükmedilmesine rağmen davacılardan ...'ın manevi tazminat talebi hakkında inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, ... tarafından açılan manevi tazminat davası hakkında değerlendirme yapılarak olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nın 56.maddesindeki (818 sayılı BK'nın 47. maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 17/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.